Kanser tedavisi görmüş bireyler, hastalığı kronik bir hastalık olarak görmeli ve yaşamında hastalığa uygun değişimler yapmalıdır. Bu değişimler kontrollere zamanında gitmek, gerekli ilaçları kullanmak, uygun şekilde beslenmek, uygun fiziksel koşullarda yaşamak ve uygun egzersizleri yapmak gibi bedensel gerekliliklerin yanı sıra psikososyal değişimleri de kapsar.
Stresin sağlığımız üzerinde bilinen olumsuz etkilerini dikkate alarak, kanser tedavisi görmüş kişinin mümkünse stresten uzak yada stresin en aza indirgenebileceği bir yaşam biçimi seçmesi tavsiye edilir. Kendisine iyi gelmeyen kişi, ortam ve ilişkilerden mümkünse uzak durması ve yaşamdan keyif alacağı etkinliklere katılması, sevdikleriyle kaliteli zaman geçirmesi önerilir.
Bilimsel araştırmalar, C tipi kişilik özelliklerine sahip bireylerde kansere sık rastlandığını göstermektedir. C tipi kişilik özellikleri arasında; başkalarına kolay ‘hayır’ diyememek, kendinden önce başkalarının istek ve ihtiyaçlarına öncelik vermek, aşırı fedakar olmak, üzüntüsünü ve öfkesini kimse kırılmasın diye ifade edememek, aşırı hassas ve duyarlı olmak, huzursuzluk çıkmasın diye otorite figürlerine itaat ve sadakat göstermek, vb. sayılabilir. Bu sebeple, C tipi kişilik özellikleri taşıyan kanser hastaları duygularını, düşüncelerini, isteklerini ve ihtiyaçlarını ifade etmeleri bakımından cesaretlendirilmelidir. Başkaları kadar kendilerine “iyi” davranmaları desteklenmelidir.
Her hasta, kanseri kendine özgü biçimde deneyimler. Bu sebeple, hasta yakınlarının sıklıkla “sen nasılsın?”, “senin neye ihtiyacın var?” gibi sorular sorarak, sevgi, ilgi, değer ve şefkat göstermeleri kansere karşı psikolojik bir ilaç gibidir.
Hastalıktan korunmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için bu değişimleri gerçekleştirmek önemlidir.
Herhangi bir sorunuz ya da ihtiyacınız olduğunda merkezimizden destek alabilirsiniz.