Aktinyum-225 PSMA tedavisi, metastatik kastrasyona direnç gösteren prostat kanseri hastalarında, standart tedavi seçenekleri herhangi bir etki göstermediğinde veya uygulanamadığında kullanılır.
Teranostik tıp alanında yükselen bir yıldız olan Aktinyum-225 PSMA tedavisi, tümör ve metastazları tespit etmek ve daha sonra özel bir ilaçla tedavi etmek amacıyla özgün bir yaklaşım sunar. Bu yöntem, her hastanın bireysel sağlık durumuna odaklanan çağdaş tıp uygulamalarına geçişin bir örneğidir. Özellikle prostat kanserinde, Ga-68 PSMA PET/BT kullanılarak yüksek hassasiyet ve özgüllükte tümöral dokular görüntülenebilir, ardından Ac-225 PSMA ile bu tümöral dokular özgül ve hedefe odaklanarak tedavi edilebilir. Bu teranostik yaklaşım, başarıyla uygulanan ve olumlu sonuçlar veren yeni bir yöntemdir.
Prostata özgü membran antijenini (PSMA) hedefleyen radyoligand tedavisi bağlamında, beta radyasyonu yayıcı Lutesyum-177 ile gerçekleştirilen faz 2 klinik çalışmalar başarıyla tamamlanmış ve faz 3 çalışmalara geçilmiş, umut vadeden sonuçlar elde edilmiştir. Ancak, Ac-225 PSMA tarafından hedeflenen alfa partikül tedavisi henüz birkaç preklinik deney, ön dozimetrik araştırma ve bazı retrospektif gözlemsel çalışmalar ile değerlendirilmiştir. İlk klinik deneyimler, Ac-225 PSMA’nın kullanımında, % 63-70 olguda PSA >% 50 oranında bir yanıt oranı, ümit verici antitümöral etki, 10-15 aylık yanıt süresi ve hastaların yaklaşık %10’unda tam remisyon elde edilmiştir.
Lu-177 PSMA ile Ac-225 PSMA’nın karşılaştırmalı çalışmalarının eksik olması nedeniyle, bir ajanın diğerine üstün olduğunu net bir şekilde ifade etmek mümkün değildir. Ancak, alfa radyasyonu yayıcı Ac-225 PSMA’nın, beta radyasyonuna kıyasla daha kısa menzile sahip olması, belirli klinik endikasyonlarda avantajlı olabileceğine dair önemli kanıtlar sunmaktadır. Bu endikasyonlardan biri, yaygın kemik iliği infiltrasyonu olan vakalarda, çevresel sağlıklı hücrelerin radyasyon dozlarını azaltma potansiyeline sahiptir. Diğeri ise, daha önce tedaviye yanıt vermiş veya erken evre hastalık durumunda mikrometastazların ablasyonu gibi durumlardır.
Ayrıca, Lu-177 PSMA’ya olumsuz yanıt veren veya olumsuz prognostik biyo belirteçlere sahip hastaların tedavisinde Ac-225 PSMA’nın umut verici olduğuna dair ön kanıtlar bulunmaktadır. Preklinik araştırmalar, alfa radyasyonunun, beta radyasyonundan daha güçlü bir şekilde abskopal etkiyi tetikleyebileceğini göstermiştir, bu da immünoterapi ile kombine kullanım açısından umut vaat
etmektedir.
Ac-225, etkileyici bir radyoaktif elementtir; yaklaşık 10 günlük fiziksel yarılanma ömrü, tedariği ve işaretlemedeki üstünlüğü ile ön plana çıkar. Bu element, alfa parçacığı yayımlaması sayesinde biyolojik etkinlik açısından beta radyasyonuna göre çok daha yüksek bir potansiyele sahiptir. Bu durum, 8 MBq Ac-225 PSMA’nın, 7.4 GBq Lu-177 PSMA ile eş in vivo biyolojik etkiye ulaşabilmesine olanak tanır. Basit bir şekilde anlatmamız gerekirse Ac-225 PSMA ile tedavi, yaklaşık 1000 kat daha düşük radyasyon dozunda mümkündür.
Günümüzde, de-eskalasyon tedavi protokolleri ve Ac-225 / Lu-177 PSMA “kokteyl” tandem rejimlerinin uygulanması, kuru ağız sendromu gelişme riskini azaltarak Ac-225 PSMA’nın tolere edilebilirliğini artırmaktadır. Bu sayede antitümöral etkiden ödün vermeden etkili bir tedavi sağlanabilmektedir.